Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği’nin (TDSYMB) ev sahipliğini üstlendiği Dünya Simental Konferansı 17-21 Eylül 2017 tarihlerinde 19 ülke temsilcilerinin katılımıyla İzmir’in Selçuk İlçesinde gerçekleştirildi. Konferans kapsamında; Dünya ve Avrupa Simental Konfederasyonlarının Yönetim Kurulu Toplantıları, Avrupa Simental Federasyonu (ESF) Genel Kurulu, teknik toplantılar, Dünya Simmental - Fleckvieh konferansı, İşletme ziyaretlerinin yanı sıra İzmir İlinin tarihi ve kültürel zenginliklerinin tanıtıldığı kültür turu düzenlendi.
Konferansa 5 kıtadan 19 farklı ülkeyi temsilen 75 yabancı katılımcının yanı sıra Türkiye’den Kamu Kurum ve Kuruluşları, Merkez Birliği Yönetim ve Denetleme Kurulu üyeleri, İl Birlik Başkanları, Yönetim Kurulu üyeleri, Sivil Toplum Kuruluşları, Üniversitelerden Akademisyenler, Basın Mensupları olmak üzere 300’ü aşkın katılımcı iştirak etti.
Merkez Birliği Avrupa Simental Federasyonu Üyesi
Konferansın ilk gününde Avrupa Simental-Fleckvieh Federasyonu 32. Genel Kurul Toplantısı Federasyon Başkanı Josef Kucera’nın sunumuyla başladı. Genel Kurul toplantısında Türkiye ve Romanya’nın Avrupa Simental-Fleckvieh Federasyonu üyelik başvuruları değerlendirilerek üyelikleri oy birliği ile kabul edildi.
Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkanı Kamil Özcan Konferansın açılışında yaptığı konuşmasında “Dünya nüfusu içerisinde 800 milyon insanın açlık tehlikesine maruz kaldığı düşünülürse, insan beslenmesi ve gelecekteki gıda güvenliğinin sağlanması her geçen gün daha fazla önem arz etmektedir. Bu açıdan, hayvansal üretim adına yetiştiricilerimizin yaptığı iş, insanlık için stratejik ve bir o kadar da kutsal bir özelliğe sahiptir” dedi.
Üretici Küstürülmemeli
Sayın ÖZCAN, bu kutsal mesleğin sürdürülebilir olması ancak Yetiştiricilerin bu işten para kazanması ile mümkündür. Üretici küstürülmemelidir, üretimini yaparak yaşamını sürdürmek zorunda olduğu unutulmamalıdır. Bu sağlanamaz ise, kırsalda istihdam edilen insan nüfusunun önemli bir kısmının yakın gelecekte üretimden vazgeçmesi gibi ciddi bir tehlike söz konusu olacağına dikkat çekti.
Kırsal Nüfus Korunmalı
Üretimden uzaklaşan kırsal nüfusun büyük şehirlere göç etmesi, hayvansal üretim açısından istenmeyen bir gelişme olduğunu ifade eden Sayın ÖZCAN, köyden şehirlere göçün işsizliğin ve çarpık kentleşme başta olmak üzere sosyo-ekonomik açıdan bir çok sorunu beraberinde getirdiğini bu yüzden kırsal kesime ve üretime yönelik politikaların ülkelerin önceliklerinin geldiğini, Devletlerin tarım ve hayvancılık konusunda izledikleri politika ve aldıkları kararlarda üreticinin korunmasını esas olduğunu belirtti.
Ülkeleri temsilen katılan temsilcilere hitap eden Sayın ÖZCAN, Yetiştiricilerin birliği olan bizlerin birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde hareket ederek, devlet yöneticilerinin dikkatlerini bu konuya çekmek ve yetiştiricilerimizin köyünde kalmasını, kazanmasını sağlamak ortak derdimiz olmalıdır dedi.
Bilindiği gibi ülkelerin bilim ve teknoloji alanındaki gelişmişliği protein beslenmesi ile doğrudan ilişkilidir. İnsan nüfusunun yeterli ve dengeli beslenmesi açısından hayvansal gıdalar önemli bir rol oynamaktadır. Hayvansal protein bakımından zengin olan süt ve kırmızı etin kaynağı durumundaki sığır türü, hayvancılık politikalarının başında gelmektedir.
Uzun yıllardır yürütülen genetik ıslah çalışmaları neticesinde bu gün kombine verimli ırklar süt verimi açısından sütçü ırklarla, karkas verimi açısından etçi ırklarla rekabet edebilecek düzeye ulaşmıştır. Hayvancılığı gelişmekte olan ülkelerin tamamında Simmental ve Fleckvieh ırkları hayvansal üretimde önemli bir yer tutmaktadır.
Hayvancılık sektörü hızla gelişen 780 bin kilometre karelik yüzölçümüne sahip Türkiye, 80 milyon’luk kendi insan nüfusuna ek olarak turistik amaçlı olarak ziyaret eden yaklaşık 40 milyon turist ve yaklaşık 4 milyon sığınmacı olmak üzere 124 milyon insanı yeterli ve kaliteli bir şekilde beslemek zorunluluğu ile karşı karşıyadır.
Türkiye’de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız hayvansal üretimin arttırılması amacıyla çeşitli projeleri uygulamaktadır. Özellikle hayvan başına üretiminin arttırılması maksadıyla 1998 yılından itibaren Bakanlık ve Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği tarafından müşterek olarak müşterek olarak ırk ıslahı çalışmaları yürütmektedir. Bu çalışmalar, uzun bir dönem için Hoştayn ırkı üzerinde süt verim yönlü yürütülmüştür. Kırmızı ete olan ihtiyacın giderek artması neticesinde kombine verimli ırklar ülkemiz hayvancılık politikası açısından daha fazla öneme sahip olmuştur. Bu sebeple, 2010 yılında itibaren süt ve karkas verimi gelişmiş Brown Swiss, Simental ve Fleckvieh ırklarında yetiştirme programı kapsamında yerini almıştır. Bu gün, Türkiye sahip olduğu Simental – Fleckvieh sığır varlığı ile Almanya’dan sonra Dünya’da ikinci sırada, Brown Swiss ırkı sığır varlığı olarak Dünya’da birinci sırada, Hoştayn sığır varlığı olarak Dünya’da dördüncü sırada yer almaktadır.
Türkiye sahip olduğu hayvan potansiyeli sayesinde yıllık kırmızı et üretimi 1 milyon 150 bin ton, çiğ süt üretimi ise 18 milyon 600 bin ton civarındadır. Hayvansal üretim ekonomik bir faaliyet alanı olduğu hepimizin malumudur. Yetiştirici kazandığı ölçüde üretmeye devam etmektedir. Süt ve kırmızı et üretiminin miktar ve kalite açısından istenilen seviyeye ulaşması, uygulanacak yetiştirme programlarının yanı sıra ürün fiyat istikrarının sağlanması ile mümkün olabilmektedir” dedi.
Konferans programın ikinci kısmında 22. Dünya Simental-Fleckvieh Konferansı Genel Başkan Yardımcısı Sebastian Auernig ve Peter Wenn ile Georg Röhrmoser’in oturum başkanlığında başlatılmış olup, Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkanı Kamil Özcan, TİGEM Genel Müdürü Mehmet Taşan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (GTHB) Müsteşar Yardımcısı Dr. Durali Koçak ve canlı bağlantı ile Dünya Simental-Fleckvieh Federasyonu Başkanı Fred Schuetze’nin açılış konuşmalarının ardından teknik sunumlara geçildi. GTHB Hayvancılık Genel Müdür Yardımcısı Salih Çelik, Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Teknik İşler Şube Müdürü Dr. Onur Şahin, Bavyera Eyaleti Tarımsal Araştırma Merkezinden Bernhard Luntz, Avusturya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğinden Franz Steininger ve WSFF Başkanı adına Bruce Holmquist sunumlarını gerçekleştirdi.
Konferansın 2. gününde katılımcılar Simental yetiştiriciliği yapan ve İzmir ilinde bulunan Bontoro Hayvancılık, Manisa ilinde bulunan Dorcan Tarım ve Hasan Türek işletmelerine Teknik Gezi gerçekleştirdi. Katılımcılar teknik gezi sırasında ülkemizdeki Simental yetiştiriciliğine dair bilgi edinmenin yanı sıra; Efes, Meryem Ana ve Şirince Köyü gezileri ile de İzmir’in tarihi-turistik yerlerini gördüler.
Konferansın ikinci gününde gerçekleştirilen Teknik tur kapsamında İzmir’in Menderes ilçesinde faaliyet gösteren Bontoro çiftliği, Manisa’nın Yunusemre ilçesinde faaliyet gösteren Dorcan Tarım İşletmesi ve Hasan Türek çiftliği ziyaret edildi.
İkinci günün sonunda tüm davetlilerin katılımıyla konferans gala yemeği düzenlendi. Gala yemeğinde Genel Başkanı Kamil Özcan’ın konuşmasının ardından Dünya Simental-Fleckvieh Federasyonu Avrupa Simental Fleckvieh Federasyonu Yönetim Kurulu üyelerine günün anısına plaketleri ve sertifikaları takdim edildi. Ardından Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (GTHB) Müsteşar Yardımcısı Dr. Durali Koçak ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Ertuğrul Turgay’a plaketleri takdim edildi. Sonrasında yemeğinde Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği önceki Genel Başkanları Halil Tokoğlu, Mehmet Sedat Güngör, Cemalettin Özden ve İsmail Anıl’da sahneye davet edilerek Konferans anısına pasta kesildi. Plaket takdimi ve pasta kesim töreninin ardından ülkemizin bütün yörelerinin halk oyunlarının yer aldığı folklor gösterisi ile gece ve konferans programı sona erdi.
Konferansın üçüncü gününde, 19 ülkeyi temsilen katılan temsilciler için Efes harabeleri, Meryem ana evi ve Şirince’yi kapsayan turistik bir gezi düzenlendi.